Sonbaharın ilk serin nefesi, sanki yazın coşkun kalbine fısıldanan bir veda şarkısı gibi… Güneşin altın rengi, yavaşça turuncuya ve sonra da bakır tonlarına bürünüyor. Bu değişim, sadece doğada değil, ruhumda da yankılanıyor. Sonbahar, her şeyin yavaşladığı, dışa dönük neşenin yerini içsel bir melankoliye bıraktığı bir zaman dilimi.

Yazın telaşlı enerjisi, Leman Gölu’nün kenarındaki cıvıltılar, geç saatlere kadar süren kahkahalar, şimdi bir anıya dönüşüyor. Yerini, ıssızlaşan sahillere vuran dalgaların ritmik sesi, pencereden süzülen solgun ışık ve sessizliğin derinliği alıyor. Dışarıdaki dünya daha sakin, daha düşünceli bir hale bürünüyor. Tıpkı bir ağacın yapraklarını bırakıp köklerine çekilmesi gibi, insan da bu mevsimde kendi içine dönüyor.

Lozan’ın yokuşlarında yürürken, bastığım kuru yaprakların çıkardığı hışırtı, zamanın acımasız akışını hatırlatıyor. O yapraklar, bir zamanlar hayatla doluydu, şimdi ise sadece birer hatıra. Ama yine de, bu manzarada bile bir güzellik var. İsviçre peyzajlarında, kırmızı, sarı, kahverengi tonlarının birbiriyle dansı… Bu, doğanın en muhteşem tablosu değil de nedir?

Sonbahar, yalnızlığın da bir parçasıdır. Ama bu yalnızlık, boğucu değil, huzur vericidir. Montreux’nün herhangi bir kafesinde, bir fincan sıcak kahve eşliğinde, sevdiğiniz bir kitabı okurken, dışarıdaki yağmuru izlemek… Bu anlar, kendinle baş başa kalmanın, ruhunu dinlendirmenin en güzel yoludur. Dış dünyanın gürültüsünden uzaklaşıp kendi iç sesini dinlemek için eşsiz bir fırsattır.

Ağaçlar çıplak kalırken, dallarında biriken su damlaları birer elmas gibi parlıyor. Hava, keskin bir toprak kokusuyla dolarken, bu koku çocukluğumdan kalma anıları canlandırıyor. Bazen, Roche sokaklarında yürürken, etrafımdaki sessizliği dinliyor, yeryüzünün nefes alışını hissediyorum. Şimdi, her şey daha gerçek, daha dokunaklı geliyor.

Bu mevsimde, evim daha sıcak, daha samimi bir sığınağa dönüşüyor. Bilgisayarimin loş ışığı, kitapların ve kahvenin kokusu… Bunlar, sonbaharın sunduğu küçük lüksler. Dışarıda esen rüzgara karşı, içerde kurduğum bu sıcak ve güvenli liman, ruhumu besliyor. Kendi kendime kalmanın, dinginliğin tadını çıkarmanın en tatlı yolu bu.

Kategoriler: Denemeler

0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar yer tutucu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir